Savaş yıllarında İngiliz askerleri bu koyda konaklamışlar ve bölgenin sayısız kuş çeşidine ve bunlara ev sahipliği yapan muhteşem doğa örtüsüne hayran kalıp bu bölgeye ‘kuş yatağı' anlamına gelen ‘birds bed' demişler, zamanla yöre halkı tarafından da bu kelime ‘bördübet' olarak telaffuz edildiği ve Bördübet isminin buradan geldiği söyleniyor. Marmaris'in Reşadiye yarımadasında yer alan Bördübet Koyu, Hisarönü Köyüne bağlı küçük bir tatil yöresi.Denizin ormanla iç içe geçerek bir koy oluşturduğu, trafikten, binalardan, koşturmacadan kısacası şehirleşmeden arınmış Bördübet; bitki, kuş ve hayvan çeşitleriyle tam anlamıyla "Amazon"u andırıyor.
Bizim yolumuzu buraya düşüren, yıllardır gelmek istediğimiz yer Club Amazon Bördübet oldu. İkinci glamping deneyimimizi bu sefer bir karavanda yaşayacağımız için ayrıca bir heyecan vardı ikimizde de. Çam ve günlük ormanları arasına gizlenmiş yemyeşil bir yer Club Amazon. Ordayken bile bu kuş uçmaz kervan geçmez yer nasıl keşfedilmiş, ilk kim gelmiş gibi düşünceler oldu aklımda daha sonra internette araştırdığımızda 1980 yılında TRT’nin spikerlerinden Güneş Tecelli ve Eşi Çiğdem Tecelli’nin tesadüfen bu cenneti keşfettiklerini ve bizlerle paylaşma isteklerinden Club Amazon’un doğduğunu okuduk iyi ki doğmuş :)
Amazon, adının hakkını veren bir yer. Kanolarla dereden kürek çekerek veya ağaçların arasından yürüyüşle plaja ulaşabiliyorsunuz. Kano ile sahile inmek inanılmaz zevkliydi ve benzersiz bir deneyim yaşattı bize. Bunun dışında zevk aldığımız ikinci şey ise akşamları gökyüzünü izlemek oldu. Yıldızlar, büyüleyici şekilde karanlık gökyüzünü aydınlatıyordu. Akşamları yemekten sonra açık hava sinemasında hangi filmin gösterileceği anons ediliyor, isteyenlere patlamış mısır ikram ediliyordu. Asırlık çam ağaçları altında aynı anda hem filmi hem de yıldızları patlamış mısır eşliğinde izlerken buluyorduk kendimizi.
Konaklama kısmına geçecek olursak Bonibon Odalar (Glamper Car) biz bu 2 kişilik çekme karavanda konakladık. 11 metrekare genişliğinde, banyosu içinde ayrıca tv ve minibarı var. Sıkı durun bir de cam tavanı var tamam biz yıldızları pek göremedik tavandan ama çam ağaçlarını görmekte doğayla bütünleştiğimizi hissettirdi. Her bir karavanın önünde masa, sandalye, şezlong ve de hamak bulunuyor. Bu konaklama seçeneği dışında küp oda, mini bungalov, taş oda, butik vanlar, teras oda ve popüler bir konaklama seçeneği olan vardo dedikleri ahşap çingene arabaları bulunuyor. Çingene arabası, 3-4 kişilik yetişkin gruplar için ideal. Yaklaşık 15 metrekare büyüklüğündeki bu odalarda standart çift kişilik yatak, ek yataklar veya ranza seçenekleri bulunmaktaymış. Hangisinde konakladığınız fark etmeksizin sabahları horoz sesiyle uyanmanız garantili. Yemekleri anne eli değmiş gibiydi. Günde iki öğün ikram ediliyor. Sabah kahvaltısı tabldot tarzındaydı az belki ama özdü. Akşam yemekleri yemekhane tarzında gidip tabağınızı alıp masanıza geçiyorsunuz yemekler doyurucu ve lezzetliydi. Öğlenleri de çay saati oluyor. Burada yapılabilecek aktiviteler şu şekilde; orman yürüyüşleri, kanoyla Gökova keşfi, bisikletle keşif, koylara balıkçı teknesiyle günlük geziler, yıldız pikniği ve yedi adalarda gün batımı. Tüm aktiviteler önceden duyurulmaktaymış. Bazıları ücretsiz, bazıları ise verilen servise göre ücretlendirilmekteymiş. Biz ordayken aktivite anonsuna rastlamadık ama yapılabilecek çoğu aktiviteyi kendimiz yaptık.
Dipnot: Eylül ayında gittiğimizden veya ormanın içinde olduğundan da olabilir akşamları serin oluyor yanınıza mutlaka kalın giyecek bir şeyler alın.
Zemin toprak olduğu için su tortulu denizin dibi gözükmese de bu suyun kirli olduğu anlamına gelmiyor.
コメント